15 Nisan 1956 tarihinde Vakıfların Kıbrıs Türk Halkına devrini belgeleyen tören.

Platformun gerekçesi

  • 1878-1960 Sömürge idaresi dönemi ile 1960-1974 Cumhuriyet döneminde işgal edilmiş Vakıflardan kaynaklanan mülkiyet hakkının tazminat hakları ile birlikte iade edilmesi

 

  • 1958-1974 döneminde Kıbrıs Türk Halkına uygulanan ekonomik-sosyal-siyasal kısıtlama ve saldırılardan kaynaklanan kayıp ve zararlardan kaynaklanan tazminat hakkının talep edilmesi.

 

  • AİHM sürecinde oluşturulmuş  salt Kıbrıslı Rumlara hizmet eden ve Kıbrıs Türk Halkı için mülkiyet kaybı ve tazminat içeren “Mal Tazmin Mekanizması”ndan kaynaklanan sorunların ortadan kaldırılması.

“Evkaf mücadelemiz 75 seneden beri nesilden nesile devam etmiştir. Bu zaferi kazanmak bahtiyarlığı bizim neslimize nasip olmuştur. Bununla beraber Evkaf müessesesinden halkımız için beklediğimiz tam randımanı almak, belki de bizim çocuklarımıza nasip olacaktır.”

Dr. Fazlı Küçük
Evkaf Yüksek Başkanı

VAKIFLARIN TARİHİ ÖNEMİ

  • Vakıflar İdaresi Kıbrıs Türk Halkının mücadele tarihinin odak noktasında yer almıştır.
  • Vakıflara ait taşınmaz mal kaynakları Kıbrıs Türk Halkının ada genelindeki toprak varlığı için hayati önem arz etmektedir.
  • Kıbrıs Türk Halkının baskı altında olduğu dönemlerde, sosyal görevlerine ilaveten, Vakıflar İdaresi toplum adına geliştirdiği iktisadi-sosyal projelerle toplumun ayakta kalmasına önemli katkı sağlamıştır.
  • Bu bağlamda, ilk turizm yatırımı, ilk tarımsal işletme, ilk sosyal konut, ilk işyeri merkezi, ilk hafif sanayi teşebbüsü Vakıflar İdaresi tarafından gerçekleştirilmiştir.

 

VAKIFLAR PLATFORMUNUN GEREKÇESİ

  • Toprak ve mülkiyet Kıbrıs sorununun en önemli konu başlıkları arasında yer almaktadır. Kıbrıs Türk Halkı için arz ettiği toplumsal öneme rağmen ulusal toprak ve mülkiyet politikası oluşturulmamıştır. Siyasi irade ve Vakıflar İdaresi Kıbrıs Türk Halkının toprak ve mülkiyet haklarını koruma kapasitesini kaybetmiş bulunmaktadır. 
 
  • 1878 tarihinden itibaren işgal edilmiş vakıflara  sahip çıkılmadığı takdirde, ilk etapta pilot dava olarak belirlenmiş Kapalı Maraş tazminat ödemeleri ile birlikte işgalci Rumlara kaybedilecek, yaratılacak domino etkisi ile ada genelindeki vakıf emlak heba edilmiş olacak ve bunun sonucunda muhtemel bir siyasi anlaşmada Kıbrıs Türk Halkının ada genelindeki özel mülkiyet payı ile Kıbrıs Türk Devletinin toprak payında önemli gerilemeler meydana gelecek ve önemli boyutlara ulaşacak göç dalgası yaratılacaktır.
 
  • Vakıflar İdaresinin mal sahibi sıfatıyla vakıf mülkiyet haklarına sahip çıkması halinde, Kıbrıslı Rumların Türkiye aleyhinde vakıf emlak ile ilgili AİHM’deki girişimleri durdurulmuş olacak ve Kapalı Maraş’a ilişkin tazminat ödemeleri ortadan kalkmış olacaktır. Ayrıca, işgal edilmiş vakıfların iade edilmesi ile birlikte Kıbrıs Türk Halkı adına önemli oranda toprak ve tazminat hakkı doğacak, bu bağlamda hukuki bir anlaşmazlıkta veya muhtemel bir siyasi çözümde Kıbrıs Türk Halkının mülkiyet ve tazminat hakları korunacak, pazarlık gücü yükseltilmiş olacak, tazminat ve göç sorunu önemli oranda ortadan kalkmış olacaktır.
 
  • Rum Yönetimi’nin AİHM ve AB üzerinden yürüttüğü plan kapsamında öncelikle Kapalı Maraş’ı almak istediği, buna bağlı olarak yaratılacak domino etkisi ile ada genelinde gasp edilmiş Vakıf taşınmaz malların tasarrufunu sağlamlaştırmayı amaçladığı, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine yüklü tazminat davaları açmayı planladığı ve son aşamada Türkiye Cumhuriyeti’ni bir soykırım suçlaması ile baskı altına alma girişimi başlatacağı anlaşılmaktadır.
 
  • Yukardaki anlatım çerçevesinde, Platformun temel amacı stratejik bir politika değişikliği ile AİHM süreci kapsamında salt Kıbrıslı Rumlara hizmet eden “Mal Tazmin Mekanizması”ndan kaynaklanan sorunları bertaraf etmek; Kıbrıslı Rumlar tarafından işgal edilmiş Vakıfların tazminat ödemeleri ile birlikte iadelerini sağlamak ve 1958-1974 döneminde  toplumsal haklara yapılan sosyal-iktisadi- siyasal zararları talep etmek suretiyle, Kıbrıs Türk Halkının ada genelindeki toprak, mülkiyet ve tazminat haklarını korumaktır.